Elemanlarınızın Geleceğini Düşünün

Çalışan elemanların yerine

Çalışan elemanların yerine

Küçük işletmelerde gereğinden fazla eleman yoktur. Çalışmak için, yedek kulübesinden oyuna girmeyi bekleyen yedek oyuncular gibi bekleyenler yoktur. Yedek bir takım yoktur. Küçük işletmelerde yapılması gereken işleri ve görevleri yerine getirmek için herkes çalışır. Herkes çalışır, hem de çok çalışır. Küçük bir işletmenin tüm çalışanları, şirketin başarısı için görev yapan bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır.

Küçük işletmenin her çalışanı, tıpkı bir arabanın parçaları gibidir: Bir arabanın çalışmasını sağlayan en önemli parçası gibidir; bujileri mi, direksiyonu mu yoksa motoru mu? Bu parçaların herhangi birisinin eksik olması durumunda, arabanızı yerinden bile kaldıramazsınız. Buna benzer olarak, tüm parçaları yerli yerinde olmayan bir küçük işletme, tıpkı bujileri sökülmüş bir araba gibi, düzenli olarak çalışmaz. Stop eder, yoldan çıkar, vitese geçmez. Bu acı veren araba örneklemesini genişletirsek: bir arabanın ve bir işletmenin, bazı parçalarının değiştirilmesi zor ya da kolay olabilir, parçalar pahalı ya da ucuz olabilir, çok kolay ya da zorlukla bulunuyor olabilir. Değiştirilmesi çok zor olabilir, uzun zaman alabilir.

Karlı çalışan küçük işletmelerin kadroları son derece kısıtlı olduğu için, çalışanlardan bir tanesinin dahi kaybı genellikle sıkıntı yaratır (Bir çalışanın zamanı geldiğinde emekli olacağının bilinmesi gibi durumlar hariç.) Bilhassa, bu kayıp aniden, hiç beklenmedik bir anda olursa çok daha büyük bir sarsıntı yaratır. Bu ani kayıplar çalışanın derhal işten çıkarılmasını gerektiren (diyelimki hırsızlık yaptığı tespit edilmiş) ya da çalışanın aniden işi bırakması gibi durumlarda cereyan edebilir.

“Ya ölürse?” varsayımsal bir sorudur. Yarın bir gün işletmenizdeki kilit elemanlarınızdan birisini kaybetmeniz olasılığı, kendi kendinize sorduğunuz bir sorudur. Kendinize, herhangi bir zamanda, herhangi bir nedenle bir elemanınızı yitirdiğiniz zaman sorduğunuz bir sorudur. Ya da, bir çalışanınız işi bırakıp gittiğinde sorduğunuz bir sorudur.

Bir çalışanın işten ayrılması, her zaman beklenen bir olay değildir. Bu nedenle, bu gibi bir duruma karşı çok az işletmenin beklenmedik durum planı vardır. Beklenmedik sürpriz kayıplar, sancılı ve aşırı büyümüş işletmeleri yıpratır. Eğer istifa olayına biraz da kişisel anlaşmazlıklar katılırsa, ki bu çok sık görülür, duygular doğru düşünüp doğru karar verme yetisini etkileyebilir. Bu durumda küçük işletme sahibinin acilen yapması gereken şey, bu kaybı bir tarafa bırakıp derhal eyleme geçmektir. Durup düşünmeli, doğru bir şekilde düşünmeli ve soruna bir çözüm bulmalıdır.

“Ya ölürse?” sorusu, durumu kişileştirmekten uzaklaştırır. Bu soru duyguları işin içinden çıkarır ve işletme sahibininayaklarının yere basmasını sağlar. Bu soru yakın geçmişin kapılarını kapatır ve işletme sahibinin işini devam ettirebilmek için daha sağlıklı düşünebilmesini sağlar. Küçük işletme sahibinin işini sürdürmekten başka bir seçeneği yoktur. Bir çözüm daima vardır.

“Ya ölürse?” sorusu bir meydan okumadır. Bu, sıkıcı bir sorudur. Bu soruyu kendi kendinize sorduğunuzda, bu durum karşısında gösterilebilecek kabul edilebilir tepkinin üzülüp, kahrolmak olmadığını derhal anlarsınız. Bir şeyler yapmanız gerektiğini fark edersiniz. Belki geçici bir işçi alırsınız. Belki işi dışarıda fason yaptırırsınız. Belki de plajda tanıştığınız birisini onun yerine işe alırsınız. Ya da günde on sekiz saat çalıştığınız günlerinize geri dönersiniz, bir süre için. Nasıl olsa bunu daha önce yapmıştınız. Belki de her gece çalışmak zorunda kalırsınız. Hiç dert etmeyin! Siz kendi küçük işletmenizin sahibisiniz!

“Ya ölürse?” Bunu kendinize dert etme şansınız yoktur; çünkü sizden hizmet bekleyen, satış yapmanız gereken müşterileriniz var. Yürütmeniz gereken bir işiniz var. O işi yapmaya devam edin.