Match-Tough Satışı

Tenis sporunda yaygın kullanımlı “match-tough” denen bir olay vardır. bunun anlamı, bir teniz müsabakasında güçlü raketler daha az yetenekli veya tecrübesiz olanları yenerek bunları limit çizgiye kadar iterlerç Kaybedince eleneceğini kesin olarak anlayan isimsiz bir raket tüm gücünü ortaya koyarak John McEnroe gibi yıldız bir oyuncuyu tüm tecrübesine, yeteneğine rağmen yenebilmektedir.

Aynı durum günümüzün ticaret hayatında da olagelmektedir.

Gerçekleşmesine ramak kalmış olmasına rağmen en kritik nokta biraz daha mücadele edilse başarılacak satış örneklerinin bizzat şahit olduklarımın sayısını unuttum. Bu satışlarda pazarlamacı rolünü üstlenenler kendilerini güçlendirerek enerjilerini ve görüşlerini harekete geçirmek, ortaya koymak yerine tüm emeklerini bir anda silip geri çekilme yolunu seçmektedirler. Belki de bu kişiler kendi kendilerine gelecek sefere daha etkin olarak oldukça inatçı ve vazgeçmeyen biri olacaklarını söylüyorlardı. Ne yazık ki, gelecek sefer bir türlü gelmez.

Piyasada parlak bir satıcı olmak sizde bir gün aniden gerçekleşmeyecektir. Çünkü siz bunu çok fazla ümit etmiş veya bir takım kuralları olduğu gibi kalıp olarak ezberlemişsinizdir. Yani sadece ümit yetmez. Bu konuda devamlı pratik yapmalısınız, yapmak zorundasınız. Ve bu da yetmez, işler yürürken hünerinizi göstermek zorundasınız. Bu gösteri oyun şartlarında ve konuşmalarınızda kendini hissettirmelidir.

Herhangi bir spor dalında en iyi olmak veya isim yapmak gibi ticarette yıldız olmak da günlük çalışma gerektirir. Aynı zamanda daha fazlasını yapmak için devamlı ve düzenli olarak denemeye devam etmek zorundasınız.

Bu aynı zamanda kendi kendinize en iyileri, birincileri hatırlamanız için telkinde bulunmanız anlamına da gelir. Bjorn Borg hepimizin bildiği gibi yakın bir zamana kadar dünyanın bir numaralı raketiydi. Büyük tecrübesi ve yeteneğine rağmen halen her gün dört saat “temel vuruşların” çalışmasını yapıyordu. Borg’un beyni match tough idi. Fakat kasları da gelen mesajları en iyi şekilde algılamak zorundaydı.

Satış olayının “temel vuruşlar” sükut etmek, sabretmek, hissetmek, merak uyandırmak ve etkin sunu yapmaktır.