Altının Sosyo-Ekonomik Yaşamdaki Önemi Nedir?

 

Altının insanlık medeniyeti açısından önemi nedir? Altın insanlık tarihi kadar eskiye uzanan ve bir ekonomik piyasası olan değerli madenlerin başında gelir. Kimyasal element simgesi Au olup atom numarası 79’dur. Görünüşü sarıya benzemektedir ve imalat sanayinde işlenme özelliğine imkan veren bir yumuşaklığı da vardır. Rüzgar, yağmur vb. fiziksel dış etkenlere dayanıklı olup sarı ışıltısıyla toplumların ilgisini çekmiştir. İlk Çağdan bu yana ekonomik ticarette en değerli madenlerin başında gelir. Dolayısıyla altın fiyatları da çağlara göre ve dönemin iktisadi koşullarına göre değişebilmektedir. Ancak şurası kesindir ki, altın uzun vadede sürekli değerlenmektedir ve özellikle savaş, kriz gibi ortamlarda insanlar için en güvenilir sığınak olan yatırım aracıdır. Modern ekonomik ortama geçişle birlikte özellikle 80’lerde neo-liberalizme geçiş sürecinde altının finansal yatırım aracı olması hızlanmıştır. Altın artık finansal araçlar içinde kendi borsası olan, arz-talep dengesinde her gün insanların takip ettiği başlıca emtia araçlarından biri haline gelmiştir.

 

Altın fiyatları nasıl takip edilir? Altın fiyatları internet sayesinde anlık olarak her dakika güncel bilgi olarak ekrana gelebilmektedir. Dolayısıyla sadece altını bir yatırım enstrümanı olarak görmek isteyenler değil, muhtelif sebeplerden altın takı almak isteyenler de kolayca altın fiyatlarına ulaşabilir. Altın fiyatlarına internet üzerinden ulaşırken kategorilerden de faydalanılabilir. Örneğin Gram Altın, Çeyrek Altın, Yarım Altın, Tam Altın, Cumhuriyet, Gremse ya da Reşat Altın fiyatları ayrı şekilde internet sitesinde yayınlanır. Altın fiyatları elbette altın takı fiyatlarını da etkilemektedir. 24 ayar, 22 ayar, 18 ayar ve 14 ayar altın takılar, bilezik fiyatları güncel olarak fiyat takibi yapılabilen emtialardır.

 

Altının sosyal ve ekonomik hayatımızdaki önemi nedir? Altın takı kültürümüze asırlardır yerleşmiş olan bir geleneğin devamıdır. Özellikle evlilik gibi önemli sosyal olaylarda altın takı takmak yüzyıllara uzanan köklü bir gelenektir. Altın takı ise daha çok belli ayar derecelerinde bilezik olarak takılır. Bunun dışında kolye, yüzük gibi çeşitli altın takı konseptleri de söz konusudur. Dolayısıyla altın fiyatları da altının ayar derecesine ve bu konseptine göre değişir. Sosyal gelenek olmasının dışında altın takılar ileride zor günler için de kara gün dostudur. Zira altın fiyatları uzun vadede hep çıkmıştır ve zor günlerde bozdurulabilen ve finansal verimliliği yüksek bir yatırım aracıdır.

 

İş Görüşmelerinde Paranın Önemi

is gorusmesi para

Herkesin bir fiyatı vardır. Fakat birçok satış görevlisi bu fiyatı dolar cinsinden değerlendirdikleri için hataya düşmüşlerdir. Bu yapıdaki satış görevlilerine göre anlaşmada sadece ne kadar yüksek miktarda para konusunda evet demeleri ile her iki tarafın da menuniyeti sağlanabilecektir. Bu mantık ilişkinin ekonomiyle ilgisi olmayan birtakım öğelerini gözardı eder. Örneğin satıcı ile alıcıyı masaya getiren psikolojik ihtiyaçlar bu öğelerin en önemli kısmını kapsar.

Satış bağlantılarında ben bizzat ekonomiyle ilgisi olmayan aşağıda açıklayacağım dört öğeye gerekli ağırlığı vermeye çalışın:

Kalite: Eğer kalitede mükemmellik sizin en büyük özelliğinizle bunu avantaj elde etmek için kullanın. İnsanlar sahip olduğunuz prestijin bir kısmını bu kaliteyi satın almak için para ayırarak elde etmek yolunda sık sık başvuracaklardır. Örneğin müşterilerden Chris Everst’in Rolex ile olan ortaklığı buna en güzel açıklamadır. Chris’in bir bayan olarak teniste ulaştığı başarı, popülerite ve şampiyonluk kariyeri belki de ona Rolex ile yapılmış olduğu anlaşmada daha fazla para alabileceği diğer saat yapımcı şirketleriyle anlaşabilmesi garanti edebilirdi. Fakat Everst tüm diğer cazip teklifleri reddederek Rolex ile anlaşma yolunu seçmiştir. Çünkü Rolex dünya üzerindeki en yüksek kalitenin temsilcisidir. Sonuç olarak, Rolex reklamını yapmak için diğer saat yapımcılarına göre daha az ödeme yapmaktadır. Çünkü Rolex saatlerinin maliyetleri çok daha yüksektir.

Bugün Yerine Yarın: Gelecekteki büyük miktarlardaki kanuna uygun kazançlar bugün elde bulundurulan çok büyük rakamlardaki nakit para ile sağlanabilir. Bir bölgeye yeni girmek isteğinde olan kurulmaktaki bir şirket bizim müşterilerimizden sadece biri ile olan ilişkimizi arttırmak için kurulu bir şirketin harcadığı paradan çok daha azını hazırlamıştır. Fakat bu taze şirketin harcadığı paradan çok daha azını hazırlamıştır. Fakat bu taze şirketin, uzun vadede daha güçlü olmasını sağlayacak iyi bir hedefe sahip olması gerekir. Örneğin rakibi firma bize 20 lira vermeye hazır olduğunu öğrendiklerinde bile bize sadece 1 lira teklif edebilir. Eğer gerçekten zeki ve açıkgözlerse bu tekliflerine şu cümleyide eklemeyi unutmazlar: “Eğer yapmış olduğunuz program bizim düşündüğümüz şekilde yürüyecek olursa siz 50 lira kazanacaksınız” Eğer biz onlara güvenir ve inanırsak bir iş bağlantısı sağlayabilirler. Bugünü daha az, yarını daha fazla önemsemek önemli bir meseledir.

Bizim müşterilerimizden herhangi biri çoğunlukla iki teklif arasında bir seçim yapmak durumunda kalacaklardır. Ya bugünü seçecekler ya da yarını. Ve bizler ise kendi kendimize şu soruyu sormak zorundayız: Acaba şirket olarak bu yeni yaklaşımla beş yıl sonra ne durumda olacağız?

Çünkü bir kez Wimbledon için ABD’nin önde gelen bir giyim üretici firmasıyla büyük bir giyim hakkını ekde ettiğimiz anlaşma imkanı yakalamıştık. Büyük miktarda para işin içine girmişti. Fakat bizler bu yaklaşımın bir şirketle anlaşma yaparak uzun ömürlü olmayacağını düşündük ve yılların geçmesiyle markanın ün kazanacağını hesap ettik. Sonuçta parayı geri çevirerek yarın için arayışa geçtik.

Gelenekler: İlişki içinde olduğunuz insanlar birtakım şeyleri yapma konusunda yerleşik, eskiden beri uygulamakta oldukları usullere sık sık başvururlar. Yine bu kişiler inandıkları geleneklerin değiştirilmesinden oldukça rahatsız olurlar. Bu nedenle onların üzerinde etkili olan bu konuda uyanık olmalısınız. Sahip oldukları gelenekleri ve alışkanlıkları değiştirmek imkansız veya sizin harcayabileceğiniz emekten daha fazla olabilir.

Gizlilik: Bir ilişkinin tam olarak anlaşmayla sonuçlanıncaya kadar gizli tutulması hem paranızın korunmasını sağlayacak hem de başınızın gereksiz yere ağrımaamsına yardımcı olacaktır. En iyi ilişkiler oldukça gizli yürütülen ve anlaşma sağlanınca çevreye duyurulanlardır. Yapabileceğiniz en kötü davranış ise bir satış işlemi sırasında gazeteye veya bir ticari yayına bilgi vermektir.

Eğer bulunduğunuz pozisyonu basına az da olsa sızdırırsanız, onlar boş durmayarak anlaşmacı karşı tarafın durumunu araştıracaktır. Ve bir anda şirketinizde veya topluluğunuzda bulunan binlerce insan her iki tarafın durumu konusunda çok fazla dikkatli ve uyanık olacaklardır. Sonuçta yapacağınız anlaşma ya hiç olmayacak ya da kısa ömürlü olacaktır. Artık siz kendi tarafınızı ayakta tutmaya çalışacaksınız. Sonuçta iki taraftan biri kötü pozisyona düşecek ve iki taraf da olanlardan memnun olmayacaktır. Durumu kurtarmak isterken hiç gerekli olmayan ayrıntıları satış işine eklemek durumunda da kalabileceksiniz. Güvenilirlik içinde sahip olduğunuz şöhreti anlaşmacı taraf olarak bir avantaj olması için ekleyebilirsiniz. Benzer şekilde kaybetme konusundaki ününüz de rekabet ortamında birçok potansiyel taraf için yönlendirici olabilir.

Bir Satış İçin Nasıl Hazırlanılır?

Çok iyi bildiğim bir şey varsa o da organizasyonların genelde bir satış reklamını son güne bırakmalarıdır. Malın piyasaya çıkmasına çok az süre kalmışken patron sağa sola emirler yağdırarak yöntem araştırmalarının yapılmasını, raporların doldurulmasını, çarpıcı broşürlerin hazırlanmasını ve slayt gösterilerinin sunuya hazır olmasını isterler. İşte bu noktada yetkili beyinler panik halinde ortalıkta dolaşmaya, amaçsızca bir oraya bir buraya atılmaya başlar ve birbirlerinin görüşlerine dikkat etmezler. Tek umutları amaca uygun  bir fikrin ortaya çıkararak bu çılgın koşuşturma ve karmaşıklığın son bulmasıdır.

“Bir Satış İçin Nasıl Hazırlanılır?” yazısını okumaya devam et

Büyük Para

Büyük Para

Büyük Para

Temel olarak iki tip küçük işletme vardır:

  1. Öncelikle sahibinin belirli bir yaşam seviyesini sürdürebilmesine olanak verecek kazancı sağlayabileceği şekilde yönetilen şirketler,
  2. Öncelikli amacı satış olan şirketler. Yaşam seviyesine yönelik şirket, bir takım satış değerlerine sahip olduğu ve satış amaçlı şirket de belirli bir yaşam seviyesini sağlayabilecek kazancı elde ettiği için, bu iki model genellikle birbirine karışır.

Yaşam seviyesine yönelik çalışan şirketler, genellikle oldukça küçüktür. (1-10 kişi arasında çalışanı vardır); ya da mal değil hizmet satarlar; ya da üretim yapmazlar; ya da bunlardan herhangi birkaçının kombinasyonudur. Bu şirketler satılabilecek varlıklar ile eşit derecede değer yaratmazlar. Bu şirketler sahiplerini yaşam standartlarını sürdürsünler diye, onlara gelir sağlarlar. Örneğin; Park Avenue’de muayene-hanesi olan bir psikiyatrisin tıbbi uygulamalarıi ona önemli derecede bir gelir sağlar; fakat, satılabilir bir değer yaratmaktan yoksundur ya da diğerlerine nazaran çok düşük bir değer yaratır (emekli olduktan sonra hasta koltuğunu ve tıp kitaplarını satmak gibi mi?).

Satışa yönelik şirketlerde genellikle elli ya da daha fazla kişi çalışır; ya da bu şirketle hizmet değil ürün satarlar; ya da az da olsa değerini koruyan ve satılabilen varlıklar yaratırlar. Örneğin; değerini koruyan bu varlıklar somut şeyler olabilir ya da pazar payı yüksek, marka değeri olan, iyi konumlandırılmış, sürekli gelir sağlayan ürün patentleri olabilir. Bu değerli varlıklar işletme sahibi onları sattıktan sonra bile varlıklarını sürdürürler.

Birleşik Devletler’deki yirmi beş milyona ya da daha fazla sayıdaki küçük işletmenin, yirmi milyona yakın bir kısmı, temel amaç olarak yaşam standartlarını korumaya yönelik yönetilen işletmelerdir. Bunlardan bir milyondan fazlası, işletme sahibine yıllık olarak 500.000 dolar ve daha üzeri gelir getirir. Bu büyük paradır.

Geriye kalan beş milyon küçük işletme ise,bir gün satılmak üzere, satış amacına yönelik idare edilirler. Yaşam standartlarına yönelik şirketleri elde tutmak, şahsen sahibi olmak ya da ailenin elinden çıkmamasını sağlamak gibi amaçlar son derece mantıklıdır. Bununla birlikte, yaşam standartlarına yönelik olmayan şirketler eninde sonunda satılırlar. Bunları diğer şirketler satın alır, halka açılırlar, ya da çalışanlara satılırlar. Bunlardan yalnızca küçük bir kısmı, daha sonra grubun amaçlarına uygun olarak sermayeye katkıda bulunacak gelirler elde etmek amacıyla yönetilecekleri, büyük gruplara katılırlar. Bu tür irketler sonuna dek ailenin malı olarak kalmaz, eninde sonunda büyük tröstlere satılırlar.

Alıcı ya da satıcıların küçük bir işletmeye fiyat yada değer biçmek için kullandıkları çok çeşitli yöntemler vardır. İşletme satıcısı satış fiyatını, şirketin elde ettiği gelirin katları olarak (her bir dolarlık satışa, bir dolar fiyat koymak gibi); ya da bir markanın manevi değeri olarak; ya da müşteri portföyünün değeri olarak; satışları ve karı artıracak henüz kullanılmamış olan imkanların bedeli ile; ya da net karın katları olarak (net karın beş katı olacak gibi) belirleyebilir.

Örneğin; eğer bir metal parça üreten firma 7.000.000 liralık satış yapıyor ve 400.000 lira kar elde ediyorsa, satış fiyatı bu değerleme yöntemlerinin her türlü kombinasyonuyla belirlenebilir. Alıcıların göz önünealacağı çok sayıda faktör olduğu muhakkaktır; fakat, bu örneği basitleştirmek adına, diyelim ki alıcılar 7.000.000 liralık satış rakamının bir yıl içinde % 3 artacağına ve tamamen yeni bir pazara girerek 5.000.000 liralık ilave satış yapma olanağı olduğuna inanıyorlar. Alıcılar, işletmenizin üç yıl içinde 11.000.000 lira satış rakamına ulaşacağını ve 600.000 lira kar yapacağını hesaplıyorlar. Ürünlerinizi, pazarınızı, geleceğinizi inceliyorlar ve işletmenizi satın almak için 6.000.000 lira nakit ve borçlarınızı üstlenmeyi öneriyorlar.

Bu teklifin üstüne atlayın. Bu çok büyük bir paradır!

Pazar payınızı Hesaplayın

Pazarınız, ilgisini çekip müşteiniz olmasını sağladığınız kendinize bağladığınıx, gerçekçi ve karlı olarak belirleyebildiğiniz müşteri sayısıdır. Pazarınız, müşterileriniz, iş yaptığınıx ticari çevrede oluşur. Ticari çevreniz yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası ya da bunların herhangi bir kombinasyonu olabilir.

Aşağıda göreceğiniz beş basit adım, pazar payınızı hesaplamanızda yardımcı olacaktır.

Örneğin; bir kreş açıyor olduğunuzu düşünelim.

“Pazar payınızı Hesaplayın” yazısını okumaya devam et

Başa Baş Noktalarınızı Hesaplayın

Bir önceki makalemizde, tek bir ürün satmanız halinde başa baş noktanızı nasıl hesaplayacağınızı gördünüz; fakat birçok küçük işletme çok sayıda ürün ve hizmet satar. Örneğin; süpermarketler ve bakkalar yüzlerce ürün satarlar. Müzik marketler ve kitapçılar da öyle. Diş hekimleri düzinelerce hizmet ve tedavi yöntemi satarlar. Farklı maliyetlerdeki, farklı ürünleri, farklı fiyatlara sattığınız zaman, başa baş noktanızı tespit etmek için ortalama brüt kar yüzdenizi kullanmanız gerekir (Artık bilgisayarlarda bu yüzdeyi neredeyse sıfır hatayla hesaplayabilirsiniz. Eğer bilgisayarınız yoksa, en yakın tahmini rakamı kullanın) Birçok sanayi kolunun, brüt kar oranlarının ile diğer birçok ölçüm kriterlerini yayınladıkları mesleki yayınları ve bu rakamları ücretsiz olarak temin edebileceği sanayi odaları var. Küçük işletmelere mal veren tedarikçiler de çoğu zaman brüt kar oranı ile ilgili tavsiyelerde bulunuyorlar.

“Başa Baş Noktalarınızı Hesaplayın” yazısını okumaya devam et

Müşterilerinize Sürprizler Yapın

Müşteri ödediğinden fazlasını almaktan hoşlanır. Müşteri bazı şeylerin “bedava” olmasına bayılır. Müşteri hoş sürprizleri sever. Müşteri, garsonun ara sıra gönderdiği “müessese ikramı” ndan hoşlanır. Müşteri, Meksika, Cancun’daki tatil köyünde, yastığının yanında her akşam farklı bir deniz kabuğu bulmaktan hoşlanır. Müşteri, yeni aldığı takım elbisenin mendil cebinde ipek bir mendil bulmaktan memnun olur. Müşteri, köpeğine köpek bisküvisi ikram eden araba yıkayıcısını sever. Müşteri kendisine ayrıcalıklı davranmasına bayılır.

“Müşterilerinize Sürprizler Yapın” yazısını okumaya devam et

Herkesden Daha Fazla Çalışın

Çok Çalışmak

Çok Çalışmak

Çok akıllı olmayabilirsiniz. Tanrı vergisi yetenekleriniz de çok fazla olmayabilir. Düzensiz biri olabilirsiniz. Zor öğrenen ya da tekdüze bir insan daolabilirsiniz. Rekabetin gerektirdiği özelliklerin çoğuna da sahip olamayabilirsiniz. Artı, şartlar üzerinde çok az söz sahibi ya da hiç söz sahibi olamayabilirsiniz. Eğer bir plajda bir sandviç büfesi işletiyorsanız, yağmur yağdığında yağmuru durduramazsınız. Eğer bir kayak merkeziniz varsa, kar yağdıramazsınız. Eğer bir ihracat-ithalat şirketiniz varsa, kur dalgalanmalarına engel olamazsınız.

“Herkesden Daha Fazla Çalışın” yazısını okumaya devam et

Anında Not Alın

Not Almak

Not Almak

Bir telefon konuşması, bir müşterinizle, bir tedarikçinizle, sorun çıkaran bir çalışanınızla ya da önemli bir konu içinde yer alan herhangi biriyle yaptığınız bir görüşme esnasında ya da hemen ardından notlar alın. Bu notlar sizin kağıttan izlerinizdir. Bu notlar yapacağınız tartışmalarda, pazarlıklarda, fatura kayıtlarınızı yeniden düzenlerken, tekliflerinizi hazırlamada başvuru kaynağınız olacaktır. Bunlar geçmişte olan bir olayı, özellikle de olayın taraf ya da tarafları artık çevrenizde değilse, yeniden canlandırmak için paha biçilmez fereranslarınız olacaktır.

“Anında Not Alın” yazısını okumaya devam et

Üretim ve Pazarlama İletişimi

pazarlama

Pazarlama, ürün ya da hizmetlerin satışından sorumludur. “Üretim” ise mal ya da hizmetlerin imalatı, tedariki ve teslimatından sorumludur. İmalat fonksiyonu üretim, çalışanlar, kadrolar, iş, personel, ekipman, üretim binası olarak da adlandırılabilir, ya da herhangi bir adı olmasa da imalat, işletmenin, müşterilerin satın aldıkları ya da sipariş ettikleri ürün ya da hizmetleri üreten bölümdür. Küçük işletmelerde çalışanlarınhem pazarlama hem de üretim yapmaları çok sık rastlanan bir durumdur. Örneğin, üç kişinin çalıştığı bir mühendislik firmasında her çalışan, hem verilen hizmeti pazarlar hem de projelendirme çalışması yaparak üretim yapar.

İşletmenin yapısı ne olursa olsun, pazarlama ve üretim daima iletişim halinde olmalıdır. Pazarlama bölümünün aklında daima tek bir soru vardır. “Nasıl daha çok satış yapabiliriz?” Üretim bölümünün sorusu da “Pazarlamanın sattıklarını nasıl üretiriz?”. Pazarlama, satış planları, bekleyen siparişler, yeni ürünler, yeni ambalaj şekillleri gibi bilgileri üretime raporlamalıdır. Üretim, talepleri karşılayabilmek için bu bilgilerin tümüne ihtiyaç duyar. Üretim, iş gücü, kapasite, hammadde, envanter, yedek parça gibi, mal ve hizmetlerin üretilmesi ve müşteriye ulaştırılması için gereken her şeyi planlamak zorundadır.

Hem pazarlama hem de üretim birbirlerinin gereksinimlerini, limitlerini ve sorunlarını bilmelidir. Üretim maliyetleri, fiyatlama, teslimat tarihleri, ürün kalite kriterleri, ürün iadeleri, üretim olanakları ve olanaksızlıkları gibi konularda sağlıklı tahminler yapılabilmesi için, her iki bölüm de birbirleriyle sıkı bir bağ içinde çalışmalıdır. Belirli sınırlar içinde hizmet vermeye odaklanmış; müşterinin ihtiyaçlarını kesin olarak belirlemiş ve yaygın işletmelerde, üretim olanaksızlığı diye bir şeyeçok sık rastlanmaz. Eğer işletmeniz konut boyama işi yapmak üzere organize olmuşsa, muhtemelen, büyük bir alış veriş merkezinin park yeri çizgileri ile kaldırım taşlarını boyamazsınız demektir.

Satanlarda üretenler de aynı patron için çalışırlar, müşteri için. Her ikisinin de en azından bir tane ortak amacı vardır: müşteriyle istediği vermek ve onun istediği zaman vermek. Eğer satış ve pazarlama çalışanları üretimle ilgili bir takım sorunlar dile getiriyorlarsa, sorun pazarlamadadır. Eğer üretim satışla ilgili bir takım sorunlar dile getiriyorsa, sorun üretimdedir. Sorunların çözülebilmesi için, her iki birimin birbirleriyle sürekli iletişim halinde olmalarını sağlayın.

Şarap piyasasının iki dev ismi, Ernest ve Julio Gallo’nun yaptıkları anlaşmaya dikkat edin. İkili, bu anlaşmayı, pazarlama dehası Ernest, satıştan sorumluydu; E&J Gallo Şarap İmalathanesi yalnızca iki elemanla çalıştığı günlerde yapmıştı. Julio ise şarabın üretilmesinden sorumluydu. Anlaşmaları şöyleydi: Ernest Gallo, Julio ise Ernest’in satabildiği kadar şarap üretecek.

Pazarlayın. Üretin. Teslim edin. Faturanızı kesin. Paranızı alın.

Sürekli Olarak Fiyat ve Faturalandırma Toplantısı Yapın

fiyatlandırma

Sık sık faturalandırma ve fiyatlandırma toplantıları yapın. F ve F toplantılarının amaçlarından bir tanesi; satışlarınızı gereği gibi faturalandırdığınızdan emin olmaktadır. Gereği gibi faturalandırmak demek, hızlı faturalandırmak; müşterinin satın aldığı her malı ve almayı kabul ettiği her hizmeti faturalandırmak; en küçük ve en önemsiz gibi görünen kalemleri dahi faturalandırmak demektir. Yasalarla şart konulmuş bir vergiyi faturaya yazmayı atlamak hiç de zor değildir. Yanlış fatura kesmek ya da faturayı geç kesmek de çok kolaydır. Faturalama son derece kritik bir idari işlevdir ve bir yönetim görevi olduğu için de rahatlıkla işletmenin diğer acil işlerinin hemen ardından gelebilir. Faturalamanın ne derece önemli olduğunu asla unutmayın. F ve F toplantıları, faturaların biriktirilip “ayda bir” kesilmesini önler. Eğer gerekiyorsa faturaları günlük kesin Hızlı faturalama hızlı tahsilat ve hızlı nakit akışı demektir.

F ve F’nin bir diğer amacı da en uygun fiyatlandırmayı yaptığınızdan emin olmaktır. Bir F ve F toplantısında, fiyatlandırma stratejinizi çok net bir şekilde görebilirsiniz. Fİyatlarınızın para cinsinden değeri üzerinde tartışın ve değere göre fiyatlandırdığınızdan emin olun. Piyasadki her türlü değişikliğin bir yansıması olarak, fiyatlarınızı güncelleştirin. Tekliflerinizi yeniden gözden geçirin. Yeni ürünler, yeni projeler için yeni fiyatlar saptayın. Fİyatlarınızın müşterilerin kafasınıkarıştırmaması ve açık seçik anlaşılır olmasını sağlamak için fiyat listelerinizi revize edin. Fiyat artışını müşterilere nasıl açıklayabileceğinizi tartışın. Hangi malların indirime gireceğini ve bunların fiyatlarının uygun olup olmadığını kontrol edin. Faturalandırma dönemlerinizi yeniden gözden geçirin.

Fiyatlandırma, karın en can alıcı öğesidir. Faturalandırma da karın tahsil edilmesindeki en önemli öğedir.

Doğru fiyatlandır. Bu akşam faturalandır. Başarını taçlandır.

İş Hayatınızda Özel Şoförünüz Olsun

Özel Şöför

Özel Şöför

Zamanınızı müşteri edinmek ve bunları elde tutmak için harcamanız gerekir. Bu da müşterileri aramak, onlarla görüşmeler yapmak, onları ziyaret etmek, onlara iş teklifleri sunmak, müşterilere mektuplar ve e-mailler atmak, müşterileriniz hakkında bilgi sahibi olmak demektir. Müşterilerinize ayırmanız gereken zamandan çalan her türlü faaliyet- bu zamanı işletmenizden çalıyor demektir. Araba kullanmak tam anlamıyla bir zaman hırsızıdır. Eğer bir arabanın içinde sık sık uzun süreler  (her seyahatte iki ya da daha fazla saat) geçirmenizi gerektiren bir işiniz varsa, kendinize özel şoför(ler) tutun.

Bir şoförünüzün olması size, tedarikçilerinizle çalışanlarınızla ve müşterinizle konuşma, onlarla ilgili kayıtlar tutma imkanı verir. Bir şoförünüz olursa, telefonda daha güvenli (ve yasalara uygun) bir görüşme, tüm dikkatinizi müşterilerinize yöneltme ve notlar alma imkanınız olur. Bir şoförünüzün olması çalışma saatlerinizi akşamın karanlık saatlerine kadar uzatmanıza olanak tanır (bir araç çalışma masası edinin ve üzerine de bir çalışma lambası koyun.) Bir şoförünüzün olması daha sakin, daha az stresli ve çok daha üretken olmanızı sağlar. Bir şoförünüzün olması, son derece güvende olmanız demektir: şoför, zihnini aracı kullanmaktan başka bir şeyle meşgul etmeyeceği için yorulmaz. Bir şoförünüzün olması, araba kullanmak için harcayacağınız zamanın size kalmasını sağlar. Yolları bulmak, park yeri aramak zorunda kalmazsınız. Taksi beklemek gibi bir zorunluluğunuz olmaz. Hava alanına gittiğinizde park yerinden terminale kadar iki kilometrelik yolu valizlerinizi çekiştire çeliştire gitmek yerine, terminalin önünde inersiniz. Bir şoförünüzün olması harcamalarınızdanda tasarruf etmenizi sağlar. Bir şoför sizi park ücretlerinden, taksi masraflarından ve kiralık arabalara yapacağınız ödemelerden kurtarır. Şoföre ödeyeceğiniz bir saatlik ücret, o bir saat içinde yapacağınız masraflardan çok daha azdır (eğer başlangıçta değilse bile, eninde sonunda öyle olacaktır.) Eğer şoförünüzün saat ücret 20 lira ve sizin saatinizindeğeri 25’se saatte 5 lira kardasınız demektir. Bunun tam tersini düşünecek olursak; eğer arabayı kendiniz kullanırsanız, araba kullanarak geçirdiğiniz her saat 25 lira zarardasınız demektir.

Etrafınızda şoförlük yapmaya can atan bir sürü emekli vardır. Bunlar part-time çalışıp da şoförlük yapmak isteyen bir o kadar daha insan ilave edin. Bunlar ara sıra değişiklikler yapmaya ve ekstradan birkaç lira daha kazanmaya bayılırlar. Yerel gazetelerden birine vereceğiniz bir ilan, bir sürü uygun adayın kapınıza gelmesini sağlayacak ve bunların arasından terbiyeli, kültürlü, güvenilir, prezentabl ve güvenli şoförler bulmanıza yardımcı olacaktır. Her ihtiyacınız olduğunda ve kimi zamanlarda da uzun süreli yolculuklarınız için tamamen dinç olduğunu bildiğiniz bir tanesini bulabileceğinizden emin olmak için, bir şoför havuzunuz olsun.

Şoföre kendi aracınızı (bu şirketinize ait bir araç olmalıdır; çünkü, bu küçük işletmenin sahibisiniz) kullandırtmanız, şoföre çalıştığı kadar ödeme yapacağınız ve onun kıyafetine, ya da arabasına yapacağı herhangi bir masraf için ödeme yapmayacağınız için, masraflarını en aza inmesini sağlar. Sizin aracınızın masrafları-taksitleri, bakım ve tamir giderleri ile yakacağı benzin-aracınızı kim kullanırsa kullansın sabit kalacaktır. Aracınızın masafları işletmenin masraflarıdır ve vergiden düşülebilir. Bu yüzden aracınızı bir şoför kullansın.

Bazı işlerde müşterilere bir masraf faturası çıkarılır. Müşterinizin masraflarını en alt seviyelerde tutmak faydalı bir iştir; bu, müşterinizin bütçesinde daha fazla kaynak kalmasına ve müşterinizin, değişik hizmetleriniz için size daha fazla ödeme yapabilmesine olanak sağlayacaktır.

Bir özel şoförünün olması, bir küçük işletme sahibi için gereksiz bir lüks değildir. Bir özel şoförü olmak züppelik değildir. Bir özel şoförünüzün olması, size çalışmak ve müşteri edinerek bunları elinizde tutmak için daha fazla zaman ayırma fırsatı tanıyacaktır. Bu yüzden,sizi gideceğiniz yere şoförünüz götürüyorsa, siz de işletmenizi çok daha iyi yerlere götürüyorsunuz demektir.

Ürün Değil Değer Satın

battaniye

Müşteriler ürün ya da hizmet satın almaz: Onların satın aldıkları, üründen ya da hizmetten elde ettikleridir. Müşteri ilaç satın almaz. Satın aldığı şey şifadır. Müşteri battaniye değil, onun sıcaklığını satın alır. Müşteri yağ contası satın almaz. Onun satın aldığı şey, yağ kaçırmayan temiz bir motordur. Sıcaklık, tedavi ve yağ sızdırmayan bir motordur. Sıcaklık, tedavi ve yağ sızdırmayan bir motor; ilaç, battaniye ve yağ contasının getirdiği parasal birer değerdir. Müşteriler yalnızca iki nedenle ürün satın alırlar:

  1. Bir sorunlarını çözmek ya da
  2. Kendilerini iyi hissetmek, veyahut da bunların karışımı için.

Bir sorunu giderecek olan ürünler için, şirket türünün çözeceği sorunun değerini para olarak ifade etmelidir. Eğer, zaten bu değer ürünün fiyatından çok daha yüksekte, fiyat artık yalnızca bir detaydır. Müşterilerin kendilerini iyi hissetmek için satın aldıkları (içi doldurulmuş oelüş ayıcıklar ya da bir hayır derneğine yapılan bağış veyahut da oldukça şık bir mayo) mallarda ise, müşteri bu değeri kendisi belirler. Bu değerin belirlenmesi, ürünün sağlayacağı yarar ya da yararların para cinsinden ifade edilmesidir. Örneğin, otoparklara takılan projektörlerden satan bir satıcı, bir süper market sahibine marketinin otoparkı için alacağı projektörlerin değerini şöyle açıklayabilir: Market sahibi akşam karanlığı çöktükten sonra, müşterilerin ilgisini dükkanına çekebilmek için ışığa ihtiyacı vardır. Eğer otoparkı iyi aydınlatılmış olursa, daha fazla sayıda müşteri marketten alış veriş yapar.

Projektör satıcısı, market sahibinin ışığın değerini hesaplamasına yardımcı olur. Eğer dükkan haftanın altı gecesi açıksa ve eğer projektörler kış aylarında on beşhafta boyunca kullanılırsa, bu aydınlatmanın değeri, doksan gecelik fazladan hasılata eşittir. Her gece ortalama olarak yirmi kişinin 50 liralık alış veriş yaptığını varsayalım. Eğer marketten mallar brüt kar marjı %35 ise, her alış veriş 17.50 lira brüt kar getirecektir. Bu yüzden ışığın değeri doksan gece çarpı, her gece yirmi müşteri çarpı, alış veriş başına 17.50 lira ya da 31.50 lira brüt kar demektir.

Projektör satıcısı projektör satmaz. Onun sattığı şey aydınlatma ve bu aydınlatmanın 31.50 lira tutan değeridir. Projektör satıcısı para satmaktır. Eğer market sahibi projektörler için 5.000 lira ödeyecekse, masraflarını ödeyebileceği ve kar edebileceği fazladan net olarak 26.500 brüt kar edecektir.

Ürün değil para satın, ne kadar çok sattığınızı göreceksiniz.

Şöhre mi Servet mi?

Servet ve Şöhret
Servet ve Şöhret
Servet mi Şöhret mi

Şöhret peşinde değil, servet peşinde koşun. Para en byük başarı madalyasıdır. Kazanç her türlü plaketten daha değerlidir. Papeller anıtlarından daha önemlidir. Kazanç mükafatlardan daha değerlidir.

Eğer işletmenizin ürünü kendinizseniz ya da işletmenizin ürettiği ürün 100% sizin sorumluluğunuz altındaysa tek kişilik bir avukatlık firması ya da bir mimarlık bürosu gibi, şöhret (daha çok tanıtım diyelim) etkili bir pazarlama aracı olabilir. Eğer işletmenizin ürünü kendiniz değilseniz şöhret peşinde koşmayın. Bununyerine işletmenizi ve işletmenizin ürettiği ürün ya da hizmetleri şöhret yapmaya çalışın. Rolling Stone ya da Time dergilerinin kapağında kendi resminizi değil; ürünlerinizin resimlerinin yayınlanmasını sağlayın. Sizin ünlü olmanız kasanızın parayla dolmasını sağlamayacaktır. Bunu sağlayacak olan ürününüzün ünü ve bunu takip eden satışlar olacaktır.

Size müşteri kazandırmayacak ve sahip olduğunuz müşterilerinizi elinizde tutmaya yaramayacak hiçbir şeye, ne zaman ne de para harcamayın. Özellikle de şöhret pazarlama planınızın bir parçası olmayıp, yalnızca egolarınızı tatmin içinse. Egolarınızı banka hesabınıza yatıramazsınız.

Ürününüzü şöhret yapmak için çok çalışın, çok satın. Ürününüzü şöhret yaptıktan sonra, seervet onun peşinden gelecektir. Ancak servet yaparsanız şöhret olabilirsiniz; tabi eğer istiyorsanız.