Bir satış görüşmesinde satış ve satınalma kısımlarına ayrılmış olan fabrikalarda bu bölümler o kadar içiçe girmiştir ki, hangi bölümün satınalma veya satışı yapacağı artık fazlaca önemli değildir. Hatta bazı şartlarda bu şekilde yapı oldukça uygundur. Satıcıdan alıcıya dönüşn komple bir sistem karlı ve faydalı olabilir.
Bu durum genelde satış için tüm imtiyaz ve haklarını alındığı ticari lisans alımlarında yaşanır. Wimbledon temsilciliğine başladığımızda Colgate-Palmolive Şirketi ile yeni bir Wimbledon tenis raketinin üretimi fikri ile bir araya gelmiştik.
Toplantı sırasında Bancroft bizim tekliflerimizi yeterince tatminkar bulmamıştı. Fakat bizler onun hep kazanan biri olduğuna inandırılmıştır. Bazen kesintiye uğrayan satış görüşmesi sırasında bizlerin düşüncesi 180 derece değişmişti. Bizler kendi fikrimizi satmaya gelmişken onlarınkini aldığımızı farkettik. Ve sonuçta raket üretimi için başka birilerini bulduk.
Bunun anlamı “Eğer satamıyorsanız, o zaman satın alın” felsefesinin çok dikkatli bir şekilde uygulanma zorunluluğunu ortaya çıkmasıdır. Çünkü birçok ticari pozisyonlarda istenilen faydayı sağlamamaktadır. Fakat hüner kazanmada özellikle çok uygun bir yoldur. Bazen ofisinize bir satış veya alım için gelen en iyi iş idarecilerini sizin adınıza çalışmaya ikna edebilirsiniz. Eğer odama gelen şahısların fikir ve yaklaşımları beni çok etkilerse, ben masadaki rolleri değişerek kendi fikirlerimden vazgeçerek onların bizim organizasyona katılmaları pahasına fikirlerini reddetmem ve kabul ederim.
Ben bu şekilde hareket etmeyi 1960’lı yılların sonunda Jay Michaels’in bana gelmesiyle öğrenmiştim. Michaels, o sıralarda sinema ve televizyon üretim şirketi olan MCA’da ikinci başkan olarak görev alıyordu. Bağımsızlığıma ve kendi fikirlerime olan aşırı düşkünlüğüm nedeniyle önc Michaels’in görüşme isteğini reddetmeme rağmen spor ve televizyon konularındaki fikirleri beni çok etkiledi. Bu görüşmeden kısa bir süre sonra organizasyon olarak televizyon üretimi konusunda bir atılım yapmaya karar verince, kurmayı planladığımız yeni bölümün başına Jay Michaels’i getirmeyi düşündük. Teklifimizi kabul eden Michaels bizim beklentilerimizden çok fazlasını başardı.
Satma-Alma felsefesinin en uygun değişimi önce birisinin ürününü satın almak, sonra onlara sizinkini satmaktadır. Bundan birkaç yıl önce tanıdık bir iş idarecisinin eşi bölgesel bir gazete için reklam satış elemanı olarak çalışma grubuna katılmıştı. Göreve başladığı ilk gün yarım saat yolda yürüdükten sonra ilgisini çeken bir akvaryumcudan 15 dolara güzel bir balık ile 30 dolara akvaryum satın alır. Bir sonraki gün aynı bayan bu akvaryumcuya tekrar uğrayarak 600 dolarlık reklam işini almıştır. Bu bayan bugün kendi gazetesinin basım işlerini yapmaktadır.